13 Mayıs 2013 Pazartesi

Üçüncü Anneler Günümde....

Pempe yanaklı, yumuk gözlümü verdiler kucağıma... O kokusu, mis kokusu içime çektim doya doya.. Anne oldum işte o an.. İşte o an anladım ki hayat farklıydı benim için...
Tek vücuttuk içimde yeşerirken sen... Dünyama doğdun, şimdi tek kalp olduk seninle...

Anne olunca kelimeler yetmiyor yazmaya..
Bu zamana kadar anneler hakkında bir çok yazı yazıldı... Beni en çok etkileyen yazılardan biri olan gazeteci Sadun Tanju'nun ''Ben Anneyim'' adlı yazısını paylaşmak istiyorum sizlerle...
Ve tüm annelerin anneler gününü kutluyorum...
Sevgiyle kalın..


              BEN ANNEYİM
Seni, bir hücreden yaşamaya layık bir canlı haline getiren benim.
Seni ıstırapların en büyüğüyle doğurdum; sevinçlerin en büyüğüyle kollarıma aldım.
Sana ilk davranışı, ilk gülüşü, ilk bakışı, ilk heceyi ben öğrettim.
Seni karşılıksız, menfaatsiz, tertemiz ilk ben sevdim.
Sana hayatta ilk lazım olacak dersleri ben verdim.
Senin yüzünden ilk acıları ben duydum. İlk ağlayışlarını benim göğsümde dindirdin.
İlk sırrını bana açtın. İlk dost beni edindin.
Ben anneyim!
Bana her zaman güvendin. İlk aşkını ben hissettim. Üzüntülerin benim üzüntülerim oldu.
Seni pencerelerde bekledim, gelişinde kapılara koştum.
Seni her zaman aynı duygularla bağrıma bastım, seninle iftihar ettim, seninle taçlandım, şereflendim.
Ben anneyim!
Ben, Tanrı’nın en büyük lütfuna layık görülmüşüm. Ben bereketim.
Ben Tanrı gibi, bir insan yaratabiliyorum. Ben yeryüzünde iyi ve güzel, kötü ve çirkin her şeyin mesuliyetini taşıyorum. Medeniyet benim, mazi benim, gelecek günlerin ümidi benim.
Ben anneyim!
Ben insanlığın başı ve sonuyum. Ben hayata şekil veren sanatkarım.
İstediğim renkleri kullanır, istediğim gibi yontarım.
Beynine ilk nakşolacak sözler benim, kalbe ilk yerleşecek duygular benim duygularımdır.
Ben cennet ve cehennemim. Ben istersem sevgi, kardeşlik ve dostlukla büyütürüm; istemezsem kinle, düşmanlıkla içini doldururum. Ben dünyaya nizam veren iradeyim.
Ben anneyim!
Ben sabır ve tahammülüm. Ben en yumuşak ve en sertim. Cesur olmayı nasıl benden öğrendinse, korkuyu da ben sana öğrettim. Seni ilk öpen ve ilk döven benim. Sevmek, aşık olmak, şefkat, kin, dostluk ve düşmanlık duygularının hepsi bende.
Ben anneyim!
Bir acı çekerken beni çağırırsın. Ben teselliyim. Ölsem bile gözüm arkamdadır.
Ben endişelerin derin kuyusuyum. Kendi içime düşerim.
Ben bütün alakaların mihrakıyım. Cömert olduğum kadar hasis, kıskanmaz göründüğüm derecede kıskancım. Evet, seni kıskanırım. Sen benim eserimsin, sen benim emeğimsin.
Sen benim güzel günlerim, geçen ömrüm, bütün hatıralarımsın. Seni kıskanırım.
Seni bu duygumla bunaltır, isyan ettirir, üzerim. Seni kendime hasretmek isterim.
Bunun için kıskanırım seni.
Ben anneyim!
Ben saygının mihrabıyım. Önümde diz çökmeni isterim. Gönlünde yer etmeyi isterim.
Hakkım ödensin isterim. Unutulmaktan korkarım. Baş üstünde ve baş köşede yerim.
Bu benim hakkım.
Ben anneyim!
Ve son nefesimde…
Her zaman…
Sütüm ve hakkım helal olsun yavrum derim.
(Sadun TANJU, Vatan Gazetesi, 1957)

11 Mayıs 2013 Cumartesi

Sosyal Medya Anneleri ile buluştuk...

Malum çok fazla bloguma yazamıyorum ama elimden geldiğince sosyal ortamlardan diğer anneleri ve bebişlerini takip etmeye çalışıyorum. Blogumu oluşturduğum sıralarda izlediğim bir kaç blogger anne vardı. Benim ilk kez katıldığım, ama onların ilk toplantılarını Mart ayında yaptıkları
Sosyal Medya Annelerinin yeni bir buluşmasını gerçekleştirdik bugün. 1 gün öncesinde küçük bir Anneler Günü partiside diyebiliriz buna :) Güzel ve keyif aldığım ama Hande'nin sürekli ''anne sende gel top havuzuna, zıplamaya ve oynamaya gidelim'' leriyle bölünen, bir kaç saat geçirdim. Bir daha aklımda olsun kuzuyu almadan gideceğim :))  Bize ev sahipliği yapan Hippo Parti ve Oyun Evi' ne, hediyeleriyle mutlu eden Fresh'n Soft 'a ve tabiiki bizim bir araya gelmemizi sağlayan Sosyal Medya Anneleri ' ne çok çok teşekkürler...
Kendi annem başta olmak üzere, tüm annelerin ve maalesef bugün Hatay Reyhanlı'da annelerini, evlatlarını kaybetmiş annelerinde üzülerek ve içimde acısını çok büyük hissederek ANNELER GÜNÜ'nü kutluyorum. Umarım tekrar tekrar bu acı olaylar yaşanmaz...




Sevgiyle kalın...

9 Mayıs 2013 Perşembe

Ahh Alerjiiiii :(

Hande tuvalet eğitimine başladı geçen hafta okulla eş zamanlı olarak. Aslında ben 2 gün önce evde bez takmıyordum ve evde gayet güzel haber verdi. Okulda ilk gün hiç haber vermemiş, eve geldiğinde de o gün hiç haber vermedi. Hem büyük hem de küçük tuvaletini küloduna yaptı. Eee haliyle 2 de bir banyoda bıcı bıcı yaptık. Sabaha karşı ateşlendi. Gerçi sabah ateş yoktu ama okulda da devam etmesin diye geçen cuma okula göndermedim. Neyse günü evde geçirdik. Sabah kahvaltısı, öğle yemeği, akşam yemeği her zamanki yediklerinden yedi. Gece o kadar huzursuz uyuyorduki ikide bir kalktım baktım. Ateşi felan yoktu. Sürekli ağlıyordu, ama ne ağlamakk anlatamam sabaha karşı tekrar ağlayarak bağırdı, tuvaleti var diye kaldırdım. Bir de baktım ki ne göreyim yüzü, bacakları kabarık. Atletini sıyırdım tüm vücudu kabarıklar içinde. Şok oldum. Hemen iç çamaşırlarını ve çarşaflarını değiştim. İlk aklıma gelen böcek ısırması oldu ama ısırıkda bi nokta, bi işaret olur. Yok. Tabiki akla gelen başa gelir misali bir şeyin dokunduğu ya da alerji yarattığıydı. Hande o akşam ilk kez yemekte vişne suyu içmişti. Dedim kesin bundan. Hemen ilaç verdim. Zaten sabaha da birşey kalmadı. Ertesi gün tatil olduğu için evdeydik. Normal yemeklerini yedi. O günde bir gün önceki gibi öğlen mercimek çorbası içirdim. Veee 1 saat bile geçmeden eli yüzü heryeri kabarmıştı. İşin garip tarafı Hande bebekliğinden mercimek çorbası içer. Neyse çorbayı döktük vermedik bi daha, ilaç verdim yine geçti. Pazar pikniğe gittik. Tüm gün bişey yoktu. Akşam eve geldik. Yatarken klasik olduğu gibi süt içirdim. Sütü içti ama 1 saat olmadan tüm vücut yine kabarık. Deli olmamak elde değil. Hemen ilaç verdim. Ertesi gün uyandığımda kuzucukda bir şey yoktu. Ama o gün de ne verdiysem vücudunda kabarıklar oldu. Saat 16:00 gibi dr a götürdüm. İlk kez farklı bir dr a gidiyoruz. Kendi drumuz Beykozda başka bi hastaneye geçmiş :( çok ters olduğu için bize en yakın diye Erdem Hastanesine gittik. Neyse dr a gittiğimizde kabarıklar gitmişti. Durumu izah ettim. Dr alerji olduğunu, zaten var olan alerjisinin yedikleriyle tetiklenmiş olabileceğini, alerjinin kesin olarak neyden kaynaklanabileceğinin bulunmadığını, Handenin geçmeyen öksürüğünün ve burun akıntısının bundan kaynaklandığını söyledi. Zaten kullandığımız Zyrtec'e 20 gün boyunca devam etmemizi veeee süt, yumurta, domates, vişne suyu, mercimek çorbası, çilek, patlıcan, atıştırmalıklar, çikolata, bal, pekmez, tavuk ve o hafta ne yedirdiysem onları yedirmememi söyledi. Çıktık. Bende dönüp sormamışım alerji testi yapmıyor musunuz diye :( Aklım başıma çok sonra geldi. Bildiğim kadarı ile alerji testi var. Ama dr bizden niye istemedi onu anlamadım işte.....
Hande pazartesinden beri, doktorun söylediklerini yemiyor. En çok da süt olayı kriz yarattı bizde. Şimdi yavru kuşum muz bile istese 'anne muz dokunuyo mu?, elma yiyebilir miyim?' diye soruyo :(
Ne yapcaz bilemiyorum. Kuzumun her gün akşam mutlaka vücudunda kabarıklık ve kızarıklıklar oluyor. İlaç içince geçiyor. Umarım 1 haftada toparlar bebeğim.....

Bu arada hafta sonu sülalecek hıdırellezi kutladık :)) dileklerimizi de gül ağacının altına koyduk ...
















Unutmadan 11 Mayıs'da Sosyal Annelerle beraber Anneler Gününü kutlayacağız..
Ben ilk kez katılacağım aralarına.. Şimdiden sabırızlanıyorum :)




Tüm isteklerinizin gerçekleşmesi dileğiyle...
Sevgiyle kalın...