5 Ocak 2013 Cumartesi

Not : Kızıma

Nerden başlasam... Nasıl anlasatsam..
31 ayı devirdik kuzumla, canımla, meleğimle...
Doğduğunda doktor amcamıza sorduğum ''parmakları tam mı, sağlıklı mı, bi problemi yok değil mi?''
dediğimi anımsıyorum şimdi. Ne heyecanlanmıştım.. Hani ilk görüşte aşk gibiydi işte. Odaya çıkana kadar kalbim gümbür gümbür atıyordu. Seni görmek, sana dokunmak, mis kokan boynunu koklamak.. Sonra seni getirdiler, kollarıma bıraktılar. O kadar küçüktünki meleğim, bi okadar da savunmasız. Önce uzun uzun baktım sana, sonra kokladım, sonrada öptüm mis kokan yanaklarından.
Sonra sen acıktın :) seni emzirdim.. Dünyanın en güzel şeyiydi seni emzirmek, bir anne ancak anlar bunu, o hazzı...Tam 18 ay gece gündüz demeden, saat kaç olursa olsun emzirdim seni.. Sütüm helal olsun sana meleğim...
İlk bir ayımız çok zor geçti, sarılık oldun, zayıfladın bebeğim.. Ama ben ışın tedavisi yerine sarılığını emzirmekle atlatmanı istedim. Sonra iyileştin. Anneannenle hep ''1 aylık olsun, aman 3 aylık olsun, 6 aylık'' diye diye günleri saydık.. Şimdi olduğu gibi uyku düzenin hiç yoktu ozamanda. Seni emzirmeden kesene kadar  her 2 saat te bir uyanır emzirirdim. Çok zor bıraktın... Ne vicdan azabı yaşadım, ne kadar çok ağladım.. Sen ağladın, ben ağladım 1 ay boyunca...
Yavaş yavaş düzene girdik.. 8 aylıkken ilk dişini çıkardın, 13 aylıkken tam olarak yürümeye başladın.
1 yaşına geldiğinde konuşuyordun meleğim.. Şimdi konuşmadığın kelime yok :)) Şarkılar söylüyoruz seninle, tekerlemeler, ninniler, şiir bile öğreniyorsun.. Hatta halacığın işitme engelli olduğu için ondan işaret dili bile öğrenmeye başladın.. Seni seviyorumu, Atatürk'ü, ayıpı, babayı, anneyi biliyorsun şimdilik...
Zaman çabuk geçiyor meleğim, sen büyüyorsun biz yaşlanıyoruz...
Yaşımızdan mıdır nedir tahammülümüzde azalıyor meleğim.. Bazen çok yakıyorsun canımı, bunaltıyorsun, ağlatıyorsunda hatta. Çok yaramazlık yapıyorsun... Çok kızıyorum sana...  Ama saman alevi gibi derler ya öyle çabuk geçiyor kızmalarım. Çünkü çok güzel alıyorsun gönlümü, eğilip yüzüme bakmalar, yanaklarımdan öpmeler, komiklik yapmalar, hatta beni korkutmaya çalışıp gözlerini açarak nönnüüüüüü diye bağırmalar.... :)))) İşte ozaman sinir minir kalmıyor bende... Hemen öpmeye başlıyorum seni, sarılmaya, doya doya içime çeke çeke... İyi varsın meleğimmmm.
Babacın işten gelince hemen kapıya koşuyorsun. Elinde poşet varsa ilk olarak ''bana ne aldın babacım'' diyorsun. Sonrada kucaklayıp öpüyorsun, benide çağırıp ikimize birden sarılıyorsun boyunlarımızdan... İşte o an bizim hayatımızın en masum ve mutlu anı oluyor... Hiç bitmesin istiyoruz, hep böyle minik ve masum ol, büyüme diyoruz sana :)
Ama dedim ya zaman çabuk geçiyor işte, durduramıyoruz. Bi daha yaşansın diyemiyoruz..
Ama zaman çabucak geçsede, sen büyüsen biz yaşlansakda varsın geçsin, sen olduktan sonra
senle yaşlanmakda güzel meleğim...

Seni seven annen..


2 yorum:

bir meleğin günlüğü dedi ki...

uzun sağlıklı güzel günler görüm bebeğimiz ve siz.negüzel anlatmışsınız herşeyi.Bazen çok yorucu olsa da bir melekle ilgilenmek dünyanın en güzel işi en özverili işi.Allah bağışlasın

AdanınAnnesi dedi ki...

bende o soruları sormuştumm
bir de güzelmi kızım demişim :)
annelik insana neler yazdırıyor değilmi?
Sağlıkla büyüsün nice güzel aylaraa inşallah :)